Eğitim Sokağı
Hoşgeldiniz
Ziyaretçi. Kayıt Ol !

Sitemize Dosya Yükleyerek

Destek
Olabilirsiniz


Inkılap Tarihi 4.hafta PDF
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 1 Oy - Ortalama: 5
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5



[-]
Etiketler
inkılap , tarihi , 4 , hafta , pdf

Konu: 26
Mesaj: 27
Cinsiyet:
Kıdem: 20-01-2015

5. ANAYASAL GELİŞMELER VE HUKUK SİSTEMİNDEKİ DEĞİŞİM
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı sonunda siyasi egemenlik hakkını yitirerek devlet olma niteliğini kaybetti. Türk halkı ise düşmana karşı başkaldırdı, galip devletlere karşı özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi başlattı. Bu mücadele esnasında, 23 Nisan 1920’de ulusal egemenliğe dayanan millî bir meclis kurulması ile Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atıldı. Aynı zamanda TBMM’nin açılması, ileride gerçekleştirilecek olan hukuk inkılaplarının en önemli basamağı idi. Daha sonra saltanatın kaldırılması, Cumhuriyet’in ilanı ve hilafetin kaldırılması gibi siyasi inkılaplar gerçekleştirilerek hukuk inkılabının ön hazırlığı yapıldı. 1921 Anayasası ile egemenlik hukuken Osmanlı hanedanından TBMM’ye geçti. 1924 Anayasası ile de siyasi inkılaplar güvence altına alındı ve vakit kaybedilmeden Türk milletine layık, bağımsız, çağdaş, demokratik ve onurlu bir hayat sağlama amacı güden hukuk inkılabı gerçekleştirildi.
5.1. 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu
Genellikle TBMM’nin ilk anayasası olarak kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun görüşmeleri, Osmanlı Devleti’nin anayasasının ülkede yürürlüğü devam ederken 19 Kasım 1920’de başladı ve 20 Ocak 1921 günü yapılan oylamayla kabul edildi. Böylece millî egemenlik ilkesine dayalı Teşkilat-ı Esasiye yürürlüğe girdi.
1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu 23 maddeden oluşan oldukça kısa bir metindi. İlk dokuz maddesi devletin dayandığı temel ilkeleri sayıyordu.
Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu, yasama ve yürütme yetkilerinin milletin tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM’de toplandığı gibi esaslar, halka dayalı devlet ve güçler birliği ilkeleri Teşkilat-ı Esasiye’de en kesin ve açık biçimde ifade ediliyordu. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yer verilmeyen diğer konular, 1876 Osmanlı Anayasası’na göre yürütülmeye devam etmekteydi.
EK: 1
1921 Tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu
Madde 1: (Özgün Hâli) Hâkimiyet bila kayd u şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenitdir.
Madde 1: (Değişik: 29.10.1339 (1923) - 364 Sayılı Kanun) Hâkimiyet bila kayd u şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenitdir. Türkiye Devleti’nin şekl-i hükûmeti Cumhuriyet’tir.
Madde 2: (Özgün hâli) İcra kudreti ve teşri salahiyeti milletin yegâne ve hakiki mümessili olan Büyük Millet Meclisinde tecelli ve temerküz eder.
Madde 2: (Değişik: 29.10.1339 (1923) - 364 Sayılı Kanun) Türkiye Devletinin dini, din-i İslam’dır. Resmî lisanı Türkçedir.
Madde 3: Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur ve hükûmeti “Büyük Millet Meclisi Hükümeti” unvanını taşır.
Madde 4: (Özgün hâli) Büyük Millet Meclisi vilayetler halkınca müntahap azadan mürekkeptir.
Madde 4: (Değişik: 29.10.1339 (1923) - 364 Sayılı Kanun) Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükûmetin inkısam ettiği şuabat-ı idareyi icra vekilleri vasıtasıyla idare eder.
Madde 5:- Büyük Millet Meclisinin intihabı iki senede bir kere icra olunur. İntihap olunan azanın azalık müddeti iki seneden ibaret olup fakat tekrar intihap olunmak caizdir. Sabık heyet lahik heyetin içtimaına kadar vazifeye devam eder. Yeni intihabat icrasına imkân görülmediği takdirde içtima devresinin yalnız bir sene temdidi caizdir. Büyük Millet Meclisi azasının her biri kendini intihap eden vilayetin ayrıca vekili olmayıp umum milletin vekilidir.
Madde 6: Büyük Millet Meclisinin heyeti umumiyesi Teşrinisani iptidasında davetsiz içtima eder.
Madde 7: Ahkamı şer’iyenin tenfizi, umum kavaninin vaz’ı, tadili, feshi ve muahede ve sulh akti ve vatan müdafaası ilanı gibi hukuku esasiye Büyük Millet Meclisine aittir. Kavanin ve
nizamat tanziminde muamelatı nasa erfak ve ihtiyacatı zamana evfak ahkamı Fıkhiye ve hukukiye ile adap ve muamelat esas ittihaz kılınır. Heyeti Vekile’nin vazife ve mesuliyeti kanunu mahsus ile tayin edilir.
Madde 8: Büyük Millet Meclisi hükûmetinin inkısam eylediği devairi kanunu mahsus mucibince intihap kerdesi olan vekiller vasıtasıyla idare eder. Meclisi icrai hususat için vekillere veche tayin ve ledelhace bunları tebdil eyler.
Madde 9: Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi tarafından intihap olunan reis bir intihap devresi zarfında Büyük Millet Meclisi Reisidir. Bu sıfatla Meclis namına imza vaz’ına ve Heyeti Vekil’e mukarreratını tasdika salahiyettardır. İcra Vekilleri Heyeti içlerinden birini kendilerine reis intihap ederler. Ancak Büyük Millet Meclisi Reisi Vekiller Heyetinin de reis-i tabiisidir.
İdare
Madde 10: (Özgün hâli) Türkiye coğrafi vaziyet ve iktisadi münasebet noktai nazaran vilayetlere; vilayetler kazalara münkasem olup kazalar da nahiyelerden terekküp eder.
Madde 10: (Değişik: 29.10.1339 (1923) - 364 Sayılı Kanun) Türkiye reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyet-i Umumiyesi tarafından ve kendi azası meyanından bir intihap devresi için intihap olunur. Vazife-i Riyaset yeni reisicumhurun intihabına kadar devam eder. Tekrar intihap olunmak caizdir.
Vilayet
Madde 11: (Özgün hâli) Vilayet, mahalli umurda manevi şahsiyeti ve muhtariyeti haizdir. Haricî ve dahilî siyaset, şeri, adli ve askerî umur, beynelmilel iktisadi münasebat ve hükümetin umumi tekalifi ve menafii birden ziyade vilayata şamil hususat müstesna olmak üzere Büyük Millet Meclisince vazedilecek kavanin mucibınce evkaf, medaris, maarif, sıhhiye, iktisat, ziraat, nafıa ve muavenet-i içtimaiye işlerinin tanzim ve idaresi vilayet şuralarının salahiyeti dâhilindedir.Madde 11: (Değişik: 29.10.1339 (1923) - 364 Sayılı Kanun) Türkiye reisicumhuru devletin reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclise ve Heyet-i Vekile’ye riyaset eder.
Madde 12: (Özgün hâli) Vilayet şuraları vilayetler halkınca müntahap azadan mürekkeptir. Vilayet şuralarının içtima devresi iki senedir. İçtima müddeti senede iki aydır.
Madde 12: (Değişik: 29.10.1339 (1923) - 364 Sayılı Kanun) Başvekil, reisicumhur tarafından ve Meclis azası meyanından intihap olunur. Diğer vekiller Başvekil tarafından gene Meclis azası arasından intihap olunduktan sonra heyeti umumiyesi reisicumhur tarafından Meclisin tasvibine arz olunur. Meclis hâli içtimada değil ise keyfiyeti tasvip Meclisin içtimaına talik olunur.
Madde 13: Vilayet şurası, azası meyanında icra amiri olacak bir reis ile muhtelif şuabatı idareye memur azadan teşekkül etmek üzere bir idare heyeti intihap eder. İcra selahiyeti daimî olan bu heyete aittir.
Madde 14: Vilayete Büyük Millet Meclisinin vekili ve mümessili olmak üzere vali bulunur. Vali, Büyük Millet Meclisi Hükûmeti tarafından tayin olunup vazifesi devletin umumi ve müşterek vazaifini rüyet etmektir. Vali yalnız devletin umumi vazaifiyle mahallî vazaif arasında tearuz vukuunda müdahale eder.
Kaza
Madde 15: Kaza, yalnız idari ve inzıbati cüzü olup manevi şahsiyeti haiz değildir. İdaresi Büyük Millet Meclisi Hükûmeti tarafından mansup ve valinin emri altında bir kaymakama mevdudur.
Nahiye
Madde 16: Nahiye, hususi hayatında muhtariyeti haiz bir manevi şahsiyettir.
Madde 17: Nahiyenin bir şurası, bir idare heyeti ve bir de müdürü vardır.
Madde 18: Nahiye şurası, nahiye halkınca doğrudan doğruya müntahap azadan terekküp eder.
8 / 16Madde 19: İdare heyeti ve nahiye müdürü, nahiye şurası tarafından intihap olunur.
Madde 20: Nahiye şurası ve idare heyeti kazai, iktisadi ve mali salahiyeti haiz olup bunların derecatı kavanini mahsusa ile tayin olunur.
Madde 21: Nahiye bir veya birkaç köyden mürekkep olduğu gibi bir kasaba da bir nahiyedir.
Umumi Müfettişlik
Madde 22: Vilayetler, iktisadi ve içtimai münasebetleri itibarıyla birleştirilerek umumi müfettişlik kıtaları vücuda getirilir.
Madde 23: Umumi müfettişlik mıntakalarının umumi surette asayişinin temini ve umum devair muamelatının teftişi, umumi müfettişlik mıntakasındaki vilayetlerin müşterek işlerinde ahengin tanzimi vazifesi umumi müfettişlere mevdudur. Umumi müfettişler devletin umumi vazaifiyle mahallî idarelere ait vazaif ve mukarreratı daimî surette murakaba ederler.
Madde-i Münferide
İşbu kanun tarihi neşrinden itibaren meri olur. Ancak elyevm münakit Büyük Millet Meclisi 5 Eylül 1336 tarihli Nisabı Müzakere Kanunu’nun birinci maddesinde gösterildiği üzere gayesinin husulüne kadar müstemirren müçtemi bulunacağı cihetle işbu Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’ndaki 4’üncü, 5’inci, 6’ncı maddeler gayenin husulüne elyevm mevcut Büyük Millet Meclisi adedi mürettebinin sülüsanı ekseriyetle karar verildiği takdirde ancak yeni intihaptan itibaren meriyülicra olacaktır.
5.2. 1924 Anayasası
Büyük Millet Meclisinin açılışından itibaren parça parça yapılan düzenlemeleri bir arada ve Cumhuriyet dönemine uygun olarak hazırlamak için bir anayasaya ihtiyaç vardı.
1924 Anayasası ikinci dönem TBMM tarafından üçte iki çoğunlukla 20 Nisan 1340 (1924) günü kabul edildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yaptığı ilk anayasa, demokratik bir temele dayandığı ileri sürülebilecek ilk metindi. 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu esasında 1876 Anayasası’nı tamamlayan bir kanundu. 1876 Anayasası’nı ortadan kaldıran 1924Anayasası tam ve kesintisiz bir biçimde, 36 yıl yürürlükte kalmıştır. Bu bakımdan yüz yılı aşmaya başlayan anayasacılık tarihimizin en uzun ömürlü metnidir. Ayrıca bu metin, 27 Mayıs 1960’da büyük ölçüde değiştirilmesine rağmen, kuramsal da olsa, 9 Temmuz 1961’e kadar geçerliliğini sürdürmüştür.
1924 Anayasası, 1920’de kurulan rejimi sağlamlaştırmış, içeriği de bu amaca uygun olarak düzenlenmiştir. Ayrıca bu Anayasa, hem tek partili hem de çok partili hayatımız sırasında da uygulanmıştır. Başka bir deyişle, demokrasiye geçme çabaları bu Anayasa zamanında başlamıştır.
Görülüyor ki 1924 Anayasası, her bakımdan ilginç bir belgedir. Bu belge, hem uygulandığı zaman hem de yürürlükten kalktıktan sonra, birçok bilim adamınca incelenip değerlendirilmiştir.
1924 Anayasası, yapıldığı sırada başlıca üç ilkeye dayanıyordu: cumhuriyet, milliyetçilik ve güçler birliği. Cumhuriyet ilkesine kıskançlıkla sahip çıkılmıştır; öyle ki devlet şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki madde, değiştirilemeyeceği gibi değiştirilmesi dahi önerilemez (Madde 102). 1924 Anayasası’nın kabulünden altı ay önce ilan edilen cumhuriyetin Türk Devleti’nin temeli olduğu, daha ilk maddesinde belirtilmiştir. Bu cumhuriyetin en önemli niteliği millî olmasıdır. Osmanlı döneminin millî olmayan devlet anlayışı terk edilmiştir.
Bilindiği gibi Atatürk, Büyük Millet Meclisini açarken onun millîlik niteliğini belirtmek için, devletin adını “Türkiye” olarak benimsemiş ve 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na da “Türkiye Devleti” ibaresi konulmuştur (Madde 3). Bu, her bakımdan çok önemli bir adımdır. İşte bu adım, yeni bir anayasa olan 1924 metninde çok sağlam olarak yerini almıştır.
Millî cumhuriyet, ayrıca siyasal bakımdan temelini güçler birliği ilkesine yaslamıştır. Komisyon sözcüsünün ifadesine göre: “Bu cumhuriyeti meydana getiren, tevhid-i kuvva esasıdır”. Türkiye Büyük Millet Meclisinin gerçek bir inançla bağlandığı güçler birliği ilkesi, böylece geleneksel bir özelliğe bürünmektedir. Mustafa Kemal Paşa’nın güçler birliğine karşı
duyduğu saygı derecesindeki hayranlık, 1924 Anayasası’nı yapanlar tarafından da aynen benimsenmiştir.
Anayasa’ya 1928, 1934 ve 1937 değişikleriyle başka bazı ilkeler de temel olmuştur. Böylece millî cumhuriyet ile siyasal eşitlik de getirilerek demokrasinin ana esaslarından biri daha sağlanmıştır.
Kesin bir Meclis üstünlüğüne dayanan 1924 Anayasası, görünüşte bu özelliğini korumuşsa da aslında güçlü liderlerin yönettiği siyasal partilerin egemenliği altında uygulanmıştır. Bu bakımdan Meclis’in hükûmeti “dilediği gibi denetleyip düşürmesi” hiçbir zaman serbestçe ve demokratik olarak kullanılan bir hak biçiminde göze çarpmamıştır.
1924 Anayasası’nda siyasal parti kurmak için herhangi bir yasaklama yoktu. Bu bakımdan Anayasa kabul edildiği yıl, 17 Kasım 1924 tarihinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulabilmiştir. Bu partinin Meclis içinde bir gücü yoktu. Ancak inkılaplar sürecinde rahat hareket etmek isteyen Ankara yönetimi, Anayasa’ya dayanarak Takrir-i Sükûn Kanunu’nu çıkarmış, böylece hükûmet bütün özgürlüklere müdahale etme yetkisini almış ve muhalefet partisi de kapatılmıştır. Takrir-i Sükûn Kanunu’nun yürürlükten kalkması üzerine, 12 Ağustos 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası da Anayasa’nın tanıdığı imkânlar içinde açıldı ama aynı yıl kurucusu eliyle kapatıldı. Zira inkılap gene tehlikeye düşüyordu. Bundan sonra Anayasa izin vermesine rağmen 18 Temmuz 1945’te Millî Kalkınma Partisi’nin doğumuna kadar çoğulcu demokrasiye geçilemedi. 1945-1950 arası, muhalefet partileri ile iktidar partisi arasında Anayasa’nın tam uygulanması, eksikliklerin giderilmesi konusundaki tartışmalarla geçti. 14 Mayıs 1950’den sonra da taraflar değişti ama Anayasa üzerindeki aynı tartışmaların sonu gelmedi.
Sonuç olarak bu Anayasa, birçok eksiklik ve aksaklığına rağmen Türk siyasi hayatının gelişimine önemli katkılar sunmuştur. Türk demokrasisine geleneksel kurumların yerleşmesi de yine bu Anayasa sayesinde olmuştur.
5.3. Türk Medeni Kanunu (17 Şubat 1926)
Osmanlı Devleti’nde temel olarak İslam hukuku ve son dönemlerde Batı’dan yapılan iktibaslarla karışmış bir hukuk düzeni vardı. Batılı bir devlet hâline dönüşen Türkiye’nin, dinî
referanslara göre düzenlenmiş olan Mecelle adlı kanun kitabı medeni kanununu oluşturamazdı. Bu amaçla Avrupa ülkelerinde uygulanmakta olan medeni kanunlar incelenmiş ve İsviçre medeni kanunu tercüme edilip düzenlenerek Türk Medeni Kanunu olarak kabul edilmiştir.
İsviçre Medeni Kanunu’nun Seçilmesinin Nedenleri:
- Avrupa’da en son hazırlanan medeni kanun olması ve birçok yenilik içermesi
- Sorunlara akılcı ve pratik çözümler getirmesi
- Demokratik olması
- Kadın erkek eşitliğine dayanması
- Laik bir anlayışla düzenlenmiş olması
Medeni Kanun’un Kabulünün Sonuçları:
- Resmî nikâh zorunlu hâle getirilmiştir. Böylece evlilik devlet kontrolü altına alınmıştır.
- Tek eşle evlilik zorunluluğu getirilerek Türk ailesi Batılı devlet vatandaşları ile aynı yapıya kavuşturulmuştur.
- Mirastan kız ve erkek çocukların eşit pay almaları sağlanmıştır.
- Boşanma hakkı düzenlenmiş ve kadınlara da bu konudaki hakları net olarak tanınmıştır.
- Kadınlara istedikleri işte çalışabilme hakkı tanınmıştır. Böylece kadın ve erkekler arasında ekonomik ve sosyal alanlarda kanunen eşitlik sağlanmıştır.
- Toplumsal hayatın çağdaş kurallara göre düzenlenmesinin sağlanması Türkiye’de yaşayan gayrimüslim halkı da etkilemiştir. Müslüman olmayan halk Lozan Antlaşması’nın kendilerine tanıdığı haklardan vazgeçerek Türk Medeni Kanunu’na uymak istemişlerdir ve bu istekleri kabul edilmiştir.
- Patrikhane ve konsoloslukların yargılama hakkı sona ermiştir.
- Türkiye’de hukuk birliği sağlanmıştır.
- Batılı hukuk anlayışı toplumun her kesiminde uygulanır hâle gelmiştir.
5.4. Hukuk Alanındaki Diğer Düzenlemeler
Türkiye Cumhuriyeti’ne her alanda laik hukuk sistemini kazandırmak için diğer konularda da Avrupa’da uygulanmakta olan hukuk sistemleri incelenmiş ve Türkiye için uygun olanlar belirlenerek düzenlendikten sonra Türk hukuk sistemine kazandırılmıştır.
1 Mart 1926’da Türk Ceza Kanunu kabul edildi. İtalya’dan alınan ve suçlarla cezalar hakkındaki hükümleri kapsayan bu kanun 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe girdi. 29 Mayıs 1926’da da Alman Ticaret Kanunu esas alınarak hazırlanan Türk Ticaret Kanunu kabul edildi. İsviçre’nin Neuchatel Kantonu’ndan alınan Hukuk Mahkemeleri Usulü Kanunu ise 18 Haziran 1926’da kabul edildi. Almanya’dan alınan Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu 4 Nisan 1929’da, İsviçre’den alınan İcra İflas Kanunu da 30 Haziran 1932’de yürürlüğe girdi. 8 Mayıs 1928’de Borçlar Kanunu, 1 Temmuz 1928’de de Ceza Kanunu yürürlüğe girdi. Almanya’dan alınan Deniz Ticaret Kanunu 13 Mayıs 1929’da yürürlüğe girdi. Böylece Türkiye’de hukuk inkılabı tamamlanmış oluyordu.Post_thanks

Cevapla
.

Anahtar Kelimeler

Inkılap Tarihi 4.hafta PDF ,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF Öğretmen Forumu,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF yükle,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF download,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF indirmek istiyorum,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF ödev yükle,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF bedava, Inkılap Tarihi 4.hafta PDF ÖDEV İNDİR,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF YÜKLE,etkinlik,yukle,İndir,download,inndir,Inkılap Tarihi 4.hafta PDF eğitimInkılap Tarihi 4.hafta PDFdosya indir


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Inkılap tarihi 7. Hafta PDF SOSYOPAT 0 2,152 28-01-2015, 23:04
Son Yorum: SOSYOPAT
  Inkılap tarihi 6.hafta PDF SOSYOPAT 0 1,945 28-01-2015, 22:42
Son Yorum: SOSYOPAT
  Inkılap tarihi 5.hafta PDF SOSYOPAT 0 1,871 28-01-2015, 22:26
Son Yorum: SOSYOPAT
  Inkılap Tarihi 3. Hafta PDF SOSYOPAT 0 2,006 28-01-2015, 21:17
Son Yorum: SOSYOPAT
  Inkılap Tarihi 2.hafta PDF SOSYOPAT 0 2,073 28-01-2015, 20:54
Son Yorum: SOSYOPAT



Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi
Türkçe Çeviri : MyBBTürkiye, MyBB, © 2002-2023 MyBB Group.
MyBB Destek: InSiDe